Nihan, kendi açtığı ıssız ve engebeli patikada, tek başına yürüyen genç bir kadındı. İçedönük, asosyal ve kesinlikle uyumsuzdu. İnsanlarla kolayca anlaşamıyor, onlar tarafından da kabul görmüyordu. Ve tüm bunlar, bir sonbahar gününde, onun evsiz kalmasına neden oldu. Şimdi elinde,başvurabileceği tek bir ev arkadaşlığı ilanı vardı.
Teoman, ailesinin onun için çizdiği yoldan ayrılmış; yer edindiği kalabalık bir caddede, arkadaşları ve çevresiyle yürüyen genç bir adamdı. Dışadönük, sosyal ve kesinlikle gelenekselciydi. Ve geleneklerden koptuğu o tek anda, kendini evlatlıktan reddedilmiş ve parasız kalmış olarak buldu. Şimdi tek çaresi bir ev arkadaşı bulmaktı. Ama ilanına başvuranın, katı kuralları ve boyun eğmez kişiliğiyle Nihan Kızılkaya olmasını beklememişti.
Zıtlıkları onları birbirine çekiyor olsa da, benzerlikleri ancak yaklaşan üstünlük kurma çekişmesinin işaretiydi. Ve hayat, onları bir evin paralel odalarında buluşturdu.
Paralel evrenler, birbirleriyle hem benzerlikler hem de zıtlıklar taşırken birbirlerine paralel olarak düz bir çizgide ilerler ve kesişmez, çarpışmazlar. Ama çarpıştıklarında sonuç, mükemmel ve şiddetli bir yıkım, felaket ve değişim olur. Tıpkı onlarda olduğu gibi