19. yüzyılda modernleşmenin pusulası hep Paris'i göstermiştir. Türk modernleşme serüveninde de Paris en önemli duraktır.
Bir an için 1867 senesinin Paris'ini hayal etmeye çalışalım. Şinasi varoluşunu adadığı Türkçe sözlüğü hazırlamak için Paris kütüphanelerine kapanmış ve elini eteğini diğer dünyevi işlerden çekmiştir. Aynı yıl, zenginliği dillere destan Halil Şerif Bey, evinin duvarlarına astığı Delacroix, Courbet, Ingres tablolarını Paris sosyetesine göstermektedir. Osman Hamdi de başını döndüren bu şehirde bir ressam olarak tutunabilmenin derdine düşmüştür. Namık Kemal ise Osmanlı Devleti'ni hürriyet kavramıyla tanıştırma idealiyle Paris'i mesken tutmuştur. Osmanlı Sultanı Abdülaziz tam da o yıl hiç yapılmayanı yapmış ve maiyeti ile beraber İstanbul'dan yola koyulup Paris'e adım atmıştır… İşte 1867 yılının Parisi'nde bizden hikâyeler!
Paris Sevdası, bir portreler galerisi olarak okunabileceği gibi aynı zamanda 19. yüzyıl Parisi'nin sokaklarında, kafelerinde, parklarında Osmanlı aydınlarının izlerini sürmek isteyenler için de tarihi bir gezi rehberi olarak görülebilir.