Bulanık bir aradalığı berrak yalnızlığa tercih ettim. Hem de iflah olmadan, defalarca… Gözlerime bakarken perdelerini kaldıran bir adamın varlığında hissettiğim rahatlık ve güven, yalnız başıma ayaklarımın üzerinde sağlamca durabildiğim hayata yeğ oldu. Her daim güçlü ve vakur kalabilmeyi öğrenen insanların ilmek ilmek ördükleri duvarlardan içre bir o kadar güçsüz, muhtaç ve kırılgan bir öz var. Ben de hayatım boyunca bulduğum her fırsatta o duvarın üzerinde sapasağlam dikilmektense ardındaki muhtaçlığa soluk tanıdım. Tek tabanca "ben" olmak yerine ne denli bulanık olursa olsun yan yana "biz" olmayı seçtim.