Cumhuriyet döneminde İmam Hatip okulları hakkında yürütülen tartışmaların önemli bir başlığını da bu okulların ilk kademesi olan İmam-Hatip Ortaokulları oluşturmuştur. Özellikle İmam-Hatip okullarının yaygınlaşmasını laikliğe ve Tevhid-i Tedrisat'a aykırı olarak değerlendiren bazı dönemlerdeki siyasi/askeri aktörlerin, bu yaygınlaşmayı engellemeye yönelik gösterdikleri çabalardan birisi de bu okulların ilk kademelerinin kapatılması olmuştur. Buna yönelik en son girişim 28 Şubat sürecinde hayata geçirilmiş ve kesintisiz sekiz yıllık eğitim uygulaması kararıyla bu okulların ilk kademeleri kapatılmıştır. Ancak bu okullar, Ak Parti iktidarının 2012 yılında yaptığı 4+4+4 kademeli eğitim sistemi düzenlemesiyle tekrar açılmış ve kısa sürede okul ve öğrenci sayılarında ciddi bir artış yaşanmıştır.
İmam-Hatip Ortaokulları, temel eğitimin ikinci kademesinde çocuklarının dini ve ahlaki değerlere sahip olarak yetiştirmek isteyen veliler için önemli bir alternatif oluşturmaktadır. Bu okulların kendilerinden beklenildiği ölçüde öğrencilerine istenilen nitelikleri kazandırmasında açık programındaki din eğitimine ilişkin dersler kadar, bu okullardaki fiziksel düzenlemelerin, iletişimsel iklimin, öğrenci ve personeller arasındaki ilişkilerin, ders dışı düzenlenen etkinliklerin yani bu okullardaki örtük programın da önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle bu okullarda nitelikli bir din eğitiminin sunulmasında hem açık, hem de örtük programın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye kapsamlı olarak gerçekleştirilen bir araştırmanın ürünü olan elinizdeki bu çalışmada da, İmam-Hatip Ortaokullarında açık ve örtük program vasıtasıyla sunulan din eğitiminin mevcut durumu, okuldaki eğitim sürecinin en önemli paydaşları olan öğrenci, öğretmen ve okul yöneticilerinin görüşleri doğrultusunda incelenmektedir.