"Pardon, benim adım ne, söyleyebilir misiniz?" "Tabii, senin adın İsabel ve sen benim nişanlımsın." İnanılır gibi değil, ama bu doğru olabilir: İsabel hafızasını kaybetmişti ve kim olduğu, nereden geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Fabio, geleceğin çok yıldızlı bir restoranının sahibi; bir ilah gibi görünmekle kalmayıp yine bir ilah gibi yemek pişirebilmekteydi. İnsan böyle bir nişanlısının olmasına sevinirken, aynı zamanda günün birinde onu hatırlayabilmeyi de umabilirdi. Ancak bu adam neden kendisine kaba davranırken, baş döndürücü İtalyan çekiciliğini sadece kadın müşterilerine gösteriyordu? Peki kendisi aşçı yardımcısı olmasına rağmen, neden havuç bile doğrayamıyordu? Mafya babası kılıklı adamlar onlardan ne istiyordu? Parmağında üç kıratlık bir elmas yüzük ve ayağında markalı ayakkabılarla bu kaba İtalyan için tencereleri ovması ve aşçı önlüklerini ütülemesi de neyin nesiydi? Makarnalar, soslar ve silahlar arasında geçen olaylar, "Kadın Hikâyeleri Ödülü" alan yazar Eva Völler'in kaleminden "Pazartesi Erkeği"nde eğlenceli aşk hikâyesine dönüşüyor.