"Riyad'da her şey var...Özgürlükten başka her şey!Onu bir kavanoza koyup getiremez misiniz?"
Melis. İzmirli. Hem de tam anlamıyla. 23 yaşında. Aşkta ve işte art arda yaşadığı yıkımlardan sonra biraz kafa dağıtmak için gittiği lüks bir otelde, Suudi Arabistanlı Faysal'la çarpışıyor. George Clooney gülüşlü bu adama çarpılması da hemen hemen aynı saniyelere denk düşüyor. Sonrası aşk. Sonrası aşkın insanı bilinmezlere sürükleyişi. Aşk zaten akıl ötesi bir şey değil de ne ki?
Faysal'ın peşinden Riyad'a giden ve içine doğduğu İzmirli yaşamı bir kalemde geride bırakan Melis, kalabalık bir ailenin "İzmirli Gelin"i artık. Yüksek duvarların ardındaki yeni yaşamında dostları ve düşmanları, sevinçleri ve acıları şaşırtıcı bir biçimde yer değiştirirken, Melis'in sinemacı gözü bir peçenin ardından da olsa kayıtta: Ezildikçe kenetlenmek yerine birbirine diş bileyen kadınlar, yasakların ortasında kendi vahasını yaratanlar, başkalarına kendi inandıklarını yaşatıp kendileri diledikleri gibi yaşayanlar...
Özgürlüğün olmadığı yerde aşk, bütün bunların üstesinden ne kadar gelebilir ki?