Günümüzde küreselleşme ile birlikte ulusal ve uluslararası rekabetin artması, işletmeleri daha doğru kararlar almaya, geleceği görmeye ve kapsamlı stratejiler oluşturmaya zorlamaktadır. İşletmelerin küreselleşmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişimler, finansal pazarların değerinin artması ve öz yeteneklerin değer kazanması örgütleri daha karmaşık hale getirmektedir. Stratejik değişimlere uyum sağlayabilmek, müşterilerine sundukları ürün ve hizmetlerde farklılaşmaya gidebilmek, iç süreçlerde verimliliği artırmak, öğrenme ve yaratıcılık alanında gelişmeleri takip edebilmek, işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri için hayati önem taşımaktadır.
İşletmeler, yaptıkları işte başarılı olup olmadıklarını, rakiplerine göre kendi durumlarını ortaya koyabilmek ve çalıştıkları alandaki yerlerini belirlemek amacıyla değişik performans ölçme yöntemleri kullanırlar. Performans ölçüm yöntemleri belirlenirken, işletmelerin ihtiyaçlarının ve önceliklerinin net bir şekilde tespit edilmesi gerekir. İşletmeler kendilerini yeniden yapılandırırken, müşterilerinin, tedarikçilerinin, çalışanlarının ve diğer paydaşlarının beklentilerini göz önüne almak zorundadır. Finansal olmayan değerler, rekabet avantajının en önemli belirleyicileri konumuna gelmiştir. Bununla birlikte işletmeler, çalışma alanları ve işleyişlerinde değişimler yaparken, değer zincirlerinde değişim, ürün ve hizmetlerin kişiselleştirilmesi, bilgi çalışanlarına yatırım ve yeni buluşlara odaklanma gibi konulara da önem vermek zorundadırlar. Son yıllarda finansal ölçütler ile finansal olmayan ölçütleri birlikte ele alan performans ölçüm sistemlerinin geliştirildiği gözleniyor.