Lord Montbarry'nin, iyi kalpli güzel nişanlısı Agnes Lockwood'u, çekici ve sansasyonel Kontes Narona için terk ettiği haberi, Londra'da büyük yankı uyandırır. Kontes hakkında ortaya atılan onca iddiaya ve ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen Lord bu konuda kesin kararını vermiştir. Yeni evli çift, seyahatlerini Venedik'te sonlandırıp, dinlenmek için eski bir sarayı kiralarlar. Kontes'in erkek kardeşi Baron Rivar da burada onlara katılır ve kimya deneylerine sarayın mahzenlerinde devam eder. Bir süre sonra Lord'un aniden ölmesiyle faytoncuları Ferrari'nin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması birçok soruyu beraberinde getirir.
Eski sarayın Palas Otel'e dönüştürülmesinin ardından Agnes ile Montbarry'nin akrabaları burada toplanırlar. Ancak Lord'un öldüğü oda, birçokları için geçirdikleri zamanı kâbusa çevirir. Aile üyeleri burada nelere şahit olacaklardır? Kardeşleri öldürülmüş olabilir midir? Ferrari'ye ne olmuştur? Bu bir hayalet hikâyesi midir yoksa bir cinayet hikâyesi mi? Hepsinden önemlisi: Palas Otel, gizem perdesini bizler için aralayacak mıdır?
''Beyazlı Kadın'' ve ''Aytaşı'' eserlerinin yazarı Wilkie Collins'ten, son sayfasına kadar merakla okuyacağınız gizemli bir hikâye.