İlk dönem İslam toplumunda kadın, geçmişten tevarüs eden haksız uygulamalardan kurtarıldığı gibi, bu yeni toplumsal yapılanmanın içerisinde de aktif olarak yer almıştır. Ancak bugüne kadar İslam toplumunda kadının konumuna dair yapılan spekülatif yaklaşımlarda, İslam'ın ona vermiş olduğu bu geniş salahiyetleri görmezlikten gelen kör zihinyete karşı İslam dünyasının verdiği cevaplar, çoğunlukla savunma psikolojisini aşamayan subjektif yargılar şeklinde tezahür etmiştir.
Bu nedenle, üzerinde çokça çalışılmasına karşın, İslam toplumunda kadın konusunu objektif ölçütler dahilinde, savunma ya da yerme psikolojisinden uzak olarak, sosyolojik bir tarzda irdeleme gerekliliği hasıl olmuştur.