İslam dininin ve Peygamberinin kadına verdiği değer hangi ölçüdedir?" gibi son derece merak edilen ve çoğunlukla eksik ya da yanlış bilinen soruların cevabı niteliğindedir.
Hz.Muhammed (s.a.v.) 'Bana sizin dünyanızdan üç şey sevdirildi: Kadın, güzel koku ve gözümün nûru namaz' buyurmuşlardır. Mutasavvıflar bu benzersiz Hadis-i şerifi pek çok farklı derinlikte yorumlamışlardır. Peygamber Efendimiz: 'Rabbimden vahy almadan ne evlendim, ne evlendirdim' buyurmuşlardır. Bu söz Peygamberin, sosyal hayatında, bizler gibi beşeri değil "vahyolunan" vasfıyla hareket ettiğini hatırlatır.
Ken'an Rifai, İslami tasavvuf kadar hiçbir zihniyet ya da felsefenin kadına hakiki mevkiini veremediğini belirtirken Hz. Mevlana, kadına "mahluk değildir, sanki haliktir" diyerek adeta bir sırrı ifşa etmiştir. Bu sır bizlere; nefsani halde koruk gibi olan kadının, Hz. Meryem, Hz. Hatîce ve Hz. Fatma gibi insanlığa misal halinde iken üzüm olduğunu, tat ve lezzet verdiğini, Allah'ın yaratıcılık vasfının ondan zuhur ettiğini anlatmaktadır.