Vesta Rahibeleri Manastırı'ndan İsis tapınaklarına, Kudüs'te yeni bir inancı yayan İsa'nın çevresine, arenalarda ölümüne dövüşen gladyatörlerden kural tanımayan tutkulu aşklara uzanan bir panoramada zenginlik, güç ve iktidarla sadakat, sevgi, hırs ve dostluğu işleyen bir yapıt Kâhin Claduia. M.S. I. yüzyıl Roma İmparatorluğu'nun yönetim yapısından sosyal yaşamının özelliklerine, geleceği biçimlendirecek inançların filizlendiği değişim dönemini yeni bir bakışla, canlı ve büyüleyici bir üslupla aktarıyor. Kudüs'ün Romalı yöneticisinin karısı Claduia'nın, İsa'nın yargılanmasına ilişkin olarak gördüğü sanrılarda çarmıh, savaş ve acıdan başka bir şey yoktur. Kulaklarında da "Pontius Pilatus'un emriyle" sözleri yankılanmaktadır. Bu olağanüstü kadın, siyasal ve dinsel altüst oluşların yaşandığı bir dönem ve coğrafyada, ailesini, aşık olduğu erkeği, arkadaşı Meryem'i ve onunla evli olan İsa'yı yaklaşan felaketlere karşı korumaya çalışmaktadır. Aklımdan bu duygular geçerken, kalabalık iyice öfkelenmişti. "Barabbas'ı serbest bırak!" diye bağırdı kalabalık. "Onu bize ver!" Çok geçmeden bütün kalabalık, hep bir ağızdan, "Barabbas! Barabbas!" diye bağırıyordu. "Barabbas, pis katil!" diye homurdandı önümdeki muhafız. Pilatus'un omuzlarının düştüğünü görünce, benim de kalbime bir ağırlık çöktü. Artık İsa'yı hiçbirşey kurtaramazdı. "O zaman kralınıza ne yapayım?" "Çarmıha ger!" "Ama bir suçu yok!" "Çarmıha ger!"