Türkiye'de gelişmişliğin önemli göstergelerinden biri olan kent nüfus oranının fazla olması veya fazlalaştırılması nedeniyle Cumhuriyet tarihi boyunca fazlaca önemsenmiştir. Kırsaldan kopan nüfusun kentlere yığılması ve sonuçta kentlerde iktisadi büyümeye paralel olmayan nüfus fazlalığı siyasi, sosyal ve iktisadi problemlerin yanında mekânsal problemler ortaya çıkmıştır. Kırsal nüfusun azalmasına bağlı olarak ise arazi kullanımında ve mevcut kamusal hizmetlerinin sürdürülmesinde ortaya çıkan problemler çoğu zaman göz ardı edilmiştir. Sonuçta kırsal mekâna olan bakış hem kentlerde hem de kırsalda artık olumsuz bir imaja sahiptir. Ayrıca günümüzde dünya geneline hâkim olan hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde, kırsal yapı da önemli ölçüde etkilenmektedir. Mevcut karakteriyle kırsallığın hâkim olduğu Pınarbaşı yüzölçümü bakımından Kayseri'nin en büyük, Türkiye'nin 5. büyük ilçesidir. 1800'lü yılların başına kadar genellikle mevsimlik yerleşmelerin olduğu bir arazi görünümündedir. Saha 19. yy.'a kadar mera-yayla alanı olarak kullanıldığından önemli değişim yaşanmamıştır. 93 harbi sonrası (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) buraya iskân ettirilen Adige (Çerkez) halkı ile sahadaki göçebelerin (Avşar) iskân ettirilmesiyle nüfus sayısında önemli bir büyüme yaşanmıştır. İlçe Sultan Aziz'in tahta çıktığı yıl olan 1861'de, Sivas vilayetine bağlı "Aziziye" ismiyle kurulmuştur. 1945 yılına kadar göçlere ve idari sınır değişikliklerine rağmen ilçenin nüfusu 60 bine kadar ulaşmıştır. Ancak kentlere ve yurtdışına olan göçlerin etkisiyle nüfusu, günümüzde 25 binlere kadar gerilemiştir. Pınarbaşı uzunyaylasıyla, Zamantı nehriyle, alabalığıyla ve gözeleriyle ön plana çıkmaktadır. Çalışmada ilçenin doğal ortam özellikleri ile birlikte nüfusunda, yerleşme yapısında ve iktisadi faaliyetlerindeki mevcut durumu ve değişimi değerlendirilmiştir.