Pinhan
Pinhan! dedi Dürri Baba. Sesi yaprak kımıldatmayan sabâ rüzgârı gibi doldu odanın içine. Pinhan! dedi çocuk üst üste üç kere. İlk kez bu ismi söylerken, farkında olmadan el çırptı; omuzları sevinçle oynadı; yüzünde gonca güller açtı. İkinci kez söylerken duruldu, az evvelki taşkınlığından utandı. Üçüncü kez söylerken, ateş bastı dilini, damağını; dudaklarında buruk bir tat kaldı. Beti benzi kül kesildi. O zaman Dürri Baba, kollarını iki yana açıp, olan biteni izleyen dervişlere doğru dönerek, Nicedir adını bekler dururdu. Velhasıl adı da onu. İşte bugün kavuştular birbirlerine. Adı Pinhan olsun bundan böyle dedi. Elif Şafak, modern ile mistik olanı birleştirebilen bir yazar. -Boyd Tonkin Independent- ... Birbirlerini çekemeyen uygarlıkların yüzyılında, bir ayağı Boğaz’ın doğusunda, diğeri batısındayken nasıl denge korunur? Elif Şafak bu ikilemlere, tek bir mücadelenin kadını olmayı reddederek göğüs geriyor. Ülkesinin genel durumunu göz önünde bulundurarak, sürekli olarak bellek, gelenek, din, ulus, yenilik, dil ve kimlik hakkında kendini sorguluyor. -Amin Maalouf- 
Devamını Oku