Her biri yurdun farklı yerlerinden gelmişti. Kimi köyden, kimi kasabadan, kimi büyük şehirden. Kimi üniversite mezunu, kimi ilkokul. Hepsi, bir tek amaç için, vatan borcunu ödemek için bir araya gelmişti. Onlar askerdi, onlar komandoydu, onlar Doğuda, terör olaylarının en dehşetli günlerinde, bir avuç insandı. Onların anaları, babaları vardı, sevdikleri vardı, hayalleri, idealleri vardı, onların inançları, ümitleri, kalpleri vardı. Doğuda terör vardı. Doğuda soğuk vardı, kar vardı, Doğuda acımasız dağlar vardı Doğuda yaşayan insanlar, çiçekler vardı. Korunması gereken bir vatan vardı. Bu roman, Doğuda askerliğini yapan insanları, yine onların gözünden anlatıyor. Terörün acımasızlığını, pusuya düşen askerin gözünden anlatıyor. Ölümü, bir şehidin gözünden anlatıyor. Doğuyu, Doğuda yaşayan halkın hayat çilesini anlatıyor. Kıraç topraklarda, soğuk iklimde, yine de her şeye rağmen büyüyebilen ümitleri, yetişebilen çiçekleri anlatıyor. Farklı bir bakış, farklı bir yorum getiren, yöresel bir roman.