9 yıllık kariyerine 4 farklı firma, 15'ten fazla yönetici, yüzlerce iş arkadaşı sığdıran, plazadaki hayatını keyifli fakat hatırı sayılır fırtınalarla geçirmiş olan bir plaza insanının hikayesine hoş geldiniz!
Gri, soğuk, 88 katlı bir plazada küçük bir beyaz yakalı olarak çalışırken arkadaşları ile evden çalışma hayalleri kuruyordu sürekli. Bir gün hayatının kararını verip istifa edeceğini ve kadim dostu exceli terk edeceğini bilmeden… Dile kolay 9 sene çalışmıştı plazalarda, bu zamana da 4 farklı firma sığdırmıştı. Yani plaza raconuna, dedikodularına ve diline oldukça hakimdi. Tabii raporları apdeyt edip kelındırdan miting rikuesti gönderirken, projelerle ilgili aksiyon alıp bol bol push ederken evini birbirinden leziz ve havalı kek, kurabiye ve yemeklerle mis gibi kokutmayı da ihmal etmiyordu. Sürekli yeni yeni tarifler üretiyordu. Tabii bu tarifler hızlıca hazırlanabilmeli, pratik olmalıydı çünkü kendisi gününün 12 saatini işyerinde geçiren bir plaza insanıydı. Bir de yemek yapmak için saatlerce uğraşacak mıydı? Zaten üst yönetimle bütçeleri görüşürken ruhu çekilmişti. "Çünkü zor olsa ben yapmam!" mottosuyla girdiği mutfağında, "Biz manikürlü tırnaklar da yaparız be," diyerek en büyük sosyalleşmesi elinde kahvesiyle şirkete girmek olan, bilgisayar ekranına bakmaktan gözlerinde fer kalmamış, 88 gün sonra çıkacağı 5 günlük tatilin hayaliyle yaşama tutunan vakitsiz plaza insanlarının da kolaylıkla yapabileceği tarifler üretmişti. Sedefnaz Yaşar'ın kaleme aldığı Plaza İnsanı Mutfakta ile yurtiçinden-yurtdışından havalı yemekleri, çay saati tariflerini, hafta sonu evde oturtacak kahvaltı menülerini ve daha nicesini 5 dakikada hazırlayıp, "E bu enfes olmuş," diyerek yerken bir yandan da plaza dedikodularını okuyacak, gülmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız. İşte bir plaza insanından işyerinde yaşadığınız tüm stresi, sıkıntıyı anında ortadan kaldıracak, pratik, birbirinden leziz tarifler ve küçük tatlı plaza dedikoduları!