Çağlar boyunca insanoğlunun hep ilgi duyduğu, istediği ve arzuladığı görüntüsünü yansıtan portreler, popüler imgeler olarak geçmişten günümüze insanoğlu tarafından yoğun talep görmüştür. Portreler; geçici olanı kalıcı hale getirmek, varoluşu kanıtlamak, bir statü göstergesi olarak betimlemek, sanatçılar için kişinin bu dünyada- ki temsilini daimileştirmek adına kullanılagelmiştir. İnsan kimliğinin en önemli göstergelerinden birisi olan ve insan yüzünü tanımlayan portreler, insan yüzünün değişken ve sınırsız yüzey değişimine ayak uyduran esnek bir zemin üzerindeki varlığını ifade eden sanatsal bir ifade şeklidir. Portrelerin insan imgesine dair yarattığı ilgi çekici bakış açısı onların eski medeniyetlerden bugüne gelişinde farklı toplumsal etkilerle yoğrulduğuna ve birbirinden farklı dönemlerden geçtiğine işaret etmektedir. Portrenin yüzyıllardır oynadığı bu önemli rolde sanatçıların insana ve onun en önemli göstergesi olan yüze dair duygu yansımalarıyla büyülenmeleri dikkate değer bir birleşme noktası oluşturmaktadır. Portrelerin arkasında daimi olarak yatan büyük bir hikâye, ölüme meydan okuma, kişisel başarı, bir hayat hikâyesi ve geleceğe aktarım bulunmaktadır. Kitap içerisinde yer alan denemeler sanat, fotoğraf ve portre alanlarının kesiştiği noktaları vurgulamaya çalışmaktadır. Bu yazılarda fotoğraf tarihi içerisinde yer alan ve özellikle çağdaş fotoğraf sanatı içerisinde değerlendirilen birçok portre fotoğrafı ele alınmaktadır. Fotoğraf ve sanatsal yaratıcılık anlarına odaklanan bu çalışmalar portre fotoğraflarına dair oldukça zengin bir alandan faydalanmaktadır. Bu kitapta deneysel yaklaşımlarla, hikâye anlatımıyla, insanın iç dünyasıyla, toplumsal ve kültürel temsillerle, dijital teknolojinin etkileriyle, çoklu ortam yaklaşımlarıyla, tipolojiyle, kamusal alanla, renkle, kimlikle, göstergelerarasılıkla, yeniden üretimle, dönüşümlerle ve tekinsizlikle geniş bir yelpazede ifade edilen portre fotoğrafları onlara 'yeniden' bakmayı gerektirecek bir çeşitlilik sunmaktadır.