Kader Belfer: Mehmet Emin Aksoy'un yazmış olduğu bu doyumsuz hikâyeye bayıldım, yazılarını defalarca okumaktan kendimi alamadım, paylaşımınıza teşekkürler... "İmrozluluk ruhunu" dışarıdan biri olarak derinlemesine hissedebildiysem sizleri düşünemiyorum artık!...
Sabahat Azizoğlu: Doğan çocukluğunu ve gençliğini aramaya giden birinin hüsranla karışık mutluluğunu çok güzel anlatmışsınız duygulanmamak elde değil...
Sakir Hepiyiler: Kesinlikle kabul etmem... Biz orada 17. yaşının 50. yıldönümünü kutlayanlar partisi yaptık bir kere...
Kemal Çetin: Gözlükçüye git sen… Ya başka bir yere gittin ya da iyi göremiyorsun. Kel de, kör de olsan yine gel. İyi mi?
Melek Altınok: Hocam bunlar gerçekse inanın bundan çok güzel bir film senaryosu çıkar. Trajik ve komik. Bir o kadar da duygu dolu. Lütfen yazın. Saygılar, sevgiler.
Çınar Aybar: M. Emin, sen aynaya bak bir kez lütfen. Sen de bizi kandırdın...
Erdoğan Usta: Ahaha ya ilahisin hocam...
İbrahim Cabar: Fiziki olarak saçlarımız kırlaşmış, yüzümüz karışmış olabilir. Ama geçirdiğimiz üç gün boyunca arkadaşlarımla birlikte okula başladığımız yaştaydım.
Necip Damar: Kalemine sağlık Mehmet Emin Aksoy... Çok güzel bir durum tespiti.
Kader Belfer: Protesto başlığını okuyunca, ne oluyor dedim. İlk cümleden son noktasına kadar büyük bir keyif ve kahkahalarla okudum. Yazıların hep harika...
Şerife Maya: Okudum, okudummm... Yaşanmışlıklar böyle güzel anlatılabilirdi…
Hasan Ali Çelik: İlk okuduğumda gerçek bir protestoyu dile getiriyor sandım; okudukça geçmiş yılların çevresini, arkadaşlıklarını, kısacası her şeyinin özlemini aradığınızı, akıcı bir dille aktardığınızı gördüm; teşekkürler...