Psikoloji tarihi konusunda yapılan çalışmalarda, ruh-beden sorunu tartışmasının, psikolojinin doğuşunu sağladığı üzerinde durulmaktadır. Bu yaklaşım doğru olmakla birlikte, ruh-beden sorununun tarihsel artalanına yeterince inilmediği görülmektedir. Bu nedenle elinizdeki bu kitapta, psikolojiyi doğuran tarihsel süreç, daha derinlemesine ele alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, varlık felsefesinin temel sorusu olan "varlığın ana maddesi (kökeni) nedir?" sorusuyla Antik Çağ'da başlayan arayışın, sonraları bilginin kökenine yönelik tartışma ile devam ettiği ve bu tartışmanın ise, ruh-beden sorunu (sonradan zihin-beden, günümüzdeyse biliş-beyin sorunu) tartışmasıyla ilişkilendiği sonucuna varılmıştır. Bu süreç, psikolojinin doğuşunu sağlayan tarihsel artalanı oluşturmaktadır.
Görüleceği üzere, ruh-beden sorunu üzerine yürütülen tartışmanın tarihsel artalanını incelemek bu kitabın temel amaçlarından biridir. Diğer bir amaç ise, duyum, algı ve bilinç gibi psikolojinin temel kavramlarının tarihsel arkaplanını gerek felsefe gerekse fizyolojik çalışmalar çerçevesinde ele almaktır.
Bu amaçlar doğrultusunda, elinizdeki kitapta psikolojiyi doğuran gelişmeler, felsefe ve bilim tarihi çerçevesinde ele alınmış, söz konusu problemler arasındaki etkileşimler üzerinde durulmaya gayret gösterilmiştir. Çünkü 1879'da bilim olma hüviyeti kazanmış olan psikoloji, felsefe ve bilim tarihindeki bütün gelişmelerden dolaylı veya dolaysız etkilenmiştir. Dolayısıyla, gerek felsefede yürütülen tartışmaların gerekse fizik bilimi başta olmak üzere pozitif bilimlerdeki önemli gelişmelerin psikoloji ile bağlantılarını irdelemek, psikolojinin bugünü ve yarınını anlamak ve şekillendirmek açısından son derece önemlidir. Nitekim kitapta bu gerçek, psikolojinin diğer disiplinlerle etkileşimleri vasıtasıyla açıklanmaya çalışılmıştır.
Ayrıca, psikoloji tarihi çalışmalarında kendilerine pek değinilmeyen Orta Çağ İslâm filozoflarına da ayrıntılı bir şekilde yer verilmeye özen gösterilmiştir.
Okuyucuya faydalı olması dileğiyle…
Hamdi KORKMAN