"Yazdıklarım, yaşadıklarımın önsözüdür."
Eşinden gördüğü fiziksel şiddet ve psikolojik baskıdan bunalmıştı Rabia. Gün geçtikçe yitip gittiğini; acı, çaresizlik ve umutsuzluk içinde boğulduğunu hissediyordu. Bir gün, bu esarete son vermeye karar verdi ve üç çocuğuyla birlikte, beş parasız, Diyarbakır'dan İstanbul'a kaçtı.
En dipten, tüm zorlukları iliklerinde hissederek başladı yeni hayatına. Çay ocağında çalıştı, evlere temizliğe gitti, geceleri el işi yaptı; bu koca kentte tüm gücüyle tutunmaya çalıştı. Ne olursa olsun inancını ve umudunu hiç kaybetmedi. "İnanırsan her şey mümkün," diyordu hep. "Evet, her şey mümkün"dü.
Mucizevi bir başarıya giden yolda çok okuyacak, çok çalışacak, kendini yeniden var edecekti.Rabia Güzel, hayatının en çarpıcı dönemlerini bir roman tadında anlatıyor Rabia Yeni Hayat'ta. Türlü baskılar altında çıkış yolu arayan kadınlara kendilerini nasıl değiştirip dönüştüreceklerini gösteriyor. "Hak ettiğine inandığın şeyi almak için elinden ne geliyorsa yap," diyor.
"Çünkü sen, her şeyin en iyisini ve güzelini hak ediyorsun. Tek bir muzice var, o da sensin."