Son yıllarda geleneksel anlamdaki tiyatronun krizine yıkıcı ve tavizsiz unsurlar içeren bir performans kavramında vücut bulmuş benzersiz bir muhalif güç eşlik ediyor. Varlık sebeplerini hiç şüphesiz tiyatro kavrayışının tarihsel köklerinde bulan bu anlayış, bir sahne sanatı olarak tiyatroyu hayli yaratıcı ve gelişime açık bir yolla dönüştürdü. Kendisini simgesel birer nirengi noktası saydığı iki düşünür arasında, Brecht ve Baudrillard arasında konumlayan Kershaw, bildik teatral temsil biçimlerini gözden yitirmeksizin, kültürel etkileşim ve bilhassa politik muhalefet alanında sayısız imkâna kapı aralayan bu kavramı çözümlüyor. Bu kavramın özündeki radikal potansiyeli bulgulayıp tanımlamakla kalmayan, onun geniş bir eylem sahasında ne ölçüde etkili çözümlere evrilebileceğini titizlikle gözler önüne seren bir çalışma.