"Adımlarım yavaşladı, bedenime kaldıramadığım kadar büyük bir kütle oturdu, damağımdaki yutkunmazlık dilime yapıştı, kollarımdaki titreme, vücudumdaki tüm kanın içine hapsolması… Gözlerim, beynime bu anın fotoğrafını gönderdiğinde vicdanım araya girip yalan olmaya ikna etmeye çabaladı ama yetersiz kaldı. Senelerin yeşerdiği tüm şiirlerin hiçliğe kavuştuğu bir andı. Ona yazdığım satırların gözyaşlarına boğulduğu, aşk kelimesinin suskunluğa gömüldüğü an.
Bayan Kırmızı önce irkilip ne kadar daha yalan söyleyeceğini düşündü ama buna izin vermedim. Gözüm yanındaki adamdaydı, bir kuduz köpeğin gözlerine bakar gibi bakıyordum tüm acım ile. Gözlerindeki çaresizliğe acıdım ve hayatımın ikinci yanlışını yapmak için sağ elimi paltomun cebinden çıkarttım, önce yanındaki herife sonsuza kadar unutamayacağı bir cehennem tokadı vurdum ve ardından hayatımın tüm sayfalarına bir ateş bıraktım.
Senelerimin kadını dediğim kişiye, cennetten kopan bir elveda fiskesi bıraktım. Bir kadına..."