Yetmiş dört yıllık ömrünün neredeyse her yılına bir kitap sığdırmış olan edebiyat emekçisi usta şair ve yazar Refik Durbaş, aynı zamanda matbuatta geçirdiği elli yıllık deneyimiyle de son dönem edebiyat ve kültür hayatımızın önemli simalarından birisi olmuştur. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı içinde 60 Kuşağı şairlerinden sayılan Durbaş, elli altı yıllık yazı hayatında, edebiyatın çeşitli alanlarını kapsayan geniş külliyatı içinde yirmi yedi tane de şiir kitabına imza atmıştır. Bunlardan sekiz tanesi çocuklar için kaleme aldığı eserlerdir. Çocuk kitapları dışında kalan ve incelemeye esas teşkil eden on dokuz şiir kitabından hareketle onu, zamanla kendi sesini bulmuş, kendine has bir duyarlığa ve söyleyişe ulaşabilmiş; şiirlerinde bireyselle toplumsalı hep içi içe götürmüş, geniş ve sessiz alt toplum kesimlerinin edebiyat dünyasındaki en belirgin seslerinden/sözcülerinden (bilhassa "usta" ve "çırak" tipleri üzerinden) biri hâline gelmiş; toplumcu dikkatini ekseriyetle dışardaki/sokaktaki yaşanan, devinen, çalışan, hareket hâlindeki hayata çevirmiş ve en genel manasıyla da bu "hayatın şiiri"ni yazmış; kalender meşrep kişiliğine, arifane ve dost canlısı mizacına, sahip olduğu çocuk, insan, doğa, memleket sevgisine ve yaşama sevincine rağmen şiirlerini çoğunlukla yalnızlık, acı, gurbet, hasret gibi karamsar duygular üzerine kurmuş hüzün burcunda modern bir Türk şairi olarak tarif etmek mümkün görünmektedir.