"Derinlere hükmeden şey sessizliğin gücüdür.
Beni cesaretlendiren ise;bu sessizliğin sesini duyar gibi olmamdır."
Sessizliğin sesini duyarak, derinlerdeki çığlıklara kulakkabartarak ve görmezden gelinen, hayatlarımızdan birer suskun gölge gibi geçip gidenleri görmekte direterek başladı her şey...
Güneşe arkasını dönme cesaretini gösterenleringörebildiği, karanlıkta kalmış, ötekileştirilmiş, bilerekya da bilmeyerek farklı şekillerde rencide edilmişçoğu kişi, bu romanda kendine bir yer buldu. Onlarbazen sokağımızdan geçen kağıt toplayıcısı çocuktu,bazense Beyoğlu'nun arka sokaklarını mesken tutmuşbir hayat kadını. Hepsinin hayat mücadelesi aynıydıama hayatın onları kucaklayış şekli farklıydı. Toplumunötekileştirdiklerine kader de hüzünlü sonlar yazmakta
ustaydı.