Gülün ölçü birimi güldür. Bu yüzden gülümser her hâl ve durumdaki kimi insanların, mahzun olmalarındaki abartısızlık kendiliğindendir. Güzeldir. Gözleri ile görüp, elleri ile işlerler "hatıralar haritası"nı. Elbet gamzede bir tavrı ahlaksızlaştıranlara hiç ama hiç kapılmadan yürürler.
Benim hatıralar haritam -bir bakıma- mevsim şeridini, kış mevsimi ile başlattı. 21 Aralık 1970 yılına kadar geçen çocukluğum; uzun bir ilkbaharın dağlarda ve ormanların yamacında şenlik içinde çizilmiş haritasıydı. Sonra en uzun gece denilen, üstüne şiirler, kitaplar yazılan gün geldi. Bu tarihte babam, bahçesinde serum şişelerinin dizildiği tek odalı bir evde emanetini sahibine teslim etti. Allah rahmetinde dinlendirsin.
Aralık yetimliğimin başlangıcıydı. Bu, hayatım için de uzun sürecek bir kışın başlangıcıydı. İlçedeki evimizin bahçesini çiçeklerle donatan annem; artık saksılara çiçekler işleyecek, siyahlara bürünecek ve hep siyah kalacaktı. Benimse bir ablam bir ağabeyim yoktu. İyi tarafı şuydu; demek ki ölmeyecekler.
Matematiği severdim. Şimdi de severim. Başlangıçta, biraz mantıkta zorlandım. Kapı ya açıktı ya kapalı. Aralık yoktu. Sonra iyi derecede mantık öğrendim. Cevdet Paşa haklıydı; "Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez"di. Ancak bir türlü ocak ayı gelmiyor, baca tütmüyordu.