Hemen her şeyin sıradanlaşıp olağan sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz; bu dönem hepimizin şaşırma yetisini de elimizden almış gözüküyor. Elinize aldığınız bu romanın siz keyifle sayfalarını çevirirken, o da size rastlantılarımızın da aklının olduğunu ve yazgımızın biraz bu rastlantılara bağlı olduğunu anlatıyor. En kötümser, en olamaz dediğimiz anlarda, sanki yağmurdan sonraki bir gökkuşağı gibi bizi aydınlığa çıkaracak ışık, bir anne şefkati ile tutuverir elimizi...
İşte bu roman böyle bir zamanın içinden süzülüp okura ulaşan bir ışık taşıyor.
İçinde kendi yaşamından da bir şeyler bulacağın bu romanda karamsarlığa karşı iyimserliğin kalbi coşku ile atıyor...