İzlenimci ressamlar arasında dünya genelinde en çok tanınan isimlerden biri, kuşkusuz, Pierre-AugusteRenoir'dı. Özellikle Tekne Partisinde Öğle Yemeği ve Le Moulin de la Galette'de Dans adlı ünlü resimlerinin röprodüksiyonlarıyla sık sık karşılaşılan Renoir, sanat kariyerine porselenlerin üzerine dekoratif resimler yaparak başlamıştı. Kısa sürede kat ettiği yol, onun azminin ve çalışkanlığının göstergesiydi.
On dokuzuncu yüzyılın sonunda iyi bir portre ressamı olarak anılmak, pek çok İzlenimci ressamı rahatsız edebilirdi ancak bu, Renoir için geçerli değildi. 1880'li yılların başındasanata bakış anlamında İzlenimci ressamlarla yolları ayrılmış olsa da dostlukları sürdü. Uyumlu, ılımlı, çatışmadan kaçınan kişiliğiyle dikkat çeken ressamın geniş bir arkadaş grubu vardı. Koleksiyonerlerden, sanat tüccarlarından, dönemin Paris'inin ünlü gazetecilerinden oluşan çevresinde sevilen bir kişilik haline gelmişti. Resimlerinde seçtiği renk tonlarıyla, orantılı ve dengeli kompozisyonlarıyla halkın da ilgisini üzerinde toplamıştı. İngiltere Kraliçesi Victoria şerefine hazırlanan kataloğa eser vermesi konusunda gelen teklif, ününe ün katmıştı.
Hayalperest Yayınları'nın "Sanatın Büyük Ustaları" serisine ait bu kitap, Pierre-AugusteRenoir'ın sanatının yanı sıra iç dünyasına da siyaset ve toplum hakkındaki görüşlerine de yer veriyor. Modernliğin öne çıkarıldığı bir çağda, modern kent anlayışı içinde ve modern bir toplum kurma çabalarına şahit olarak resim çalışmalarını sürdüren Renoir'ın bakış açısı, her birey gibi onun da bu dönüşüm sürecinin sancılarını yaşadığını gösteriyor. Bu kitap, ressamın, kadınların iş ve toplum hayatında özgürleşme mücadelelerine verdiği tepkilerden Dreyfus Davası sırasında benimsediği "tarafsız" tutuma kadar pek çok konudaki fikrini merak edenlere ışık tutuyor. Notlarla ve resim açıklamalarıyla zenginleştirilen metin, okura katmanlı bir okuma fırsatı veriyor.