Arz ve ifâde olunur ki, yüce tarikatların cümlesi esas itibariyle Mefhar-i Mevcûdât ve Seyyid-i Kâinat Efendimizin sözleri ve fiillerinden ibaret bulunduğu halde, bâzı din kardeşlerimizin az veya çok itirazlarına hedef oldukları cümlenin mâlûmudur. Bu durum onların âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin geniş, engin manâlarına vâkıf olamadıklarından veyahut da müctehid imamların mezheb ve mesleklerine hakkıyla âşinâ olmadıklarından dolayıdır.
Binaenaleyh başlangıcı saâdet asrı olan yüce tarikatların âdab ve erkânı, ekâbir arasında riâyet edilen usûl ve ahkâmını, beyân etmek ve küçücük bir hizmette bulunmakla birlikte, itiraz olunacak yerlerini de elden geldiği kadar aydınlatmak niyyetiyle bu konuda meraklı olanlar için özlü ve kısa olarak bir eser yazmak istedim. İnsaflı bir şekilde düşünerek, zikrolunan âyet-i kerîme ve hadis-i şeriflere dikkat edenlerin, evhamdan, şek ve şüpheden, sû-i zandan ve inkâra düşmekten korunmalarını Hâdi-i Hakîkî hazretlerinden istirhâm eylerim. Ve min'allâhi teâlâ ettevfîk.