Maurice Bloch'un makalelerinden bir seçki sunan bu kitap, "antropolojinin işe koşulmasının" muazzam bir örneği. Kültürün nasıl şekillendiğini anlamaya yönelik bir düşünce çabasının akrabalık, evlilik, iktidar, ritüel gibi farklı haznelerde yaşadığı güçlükleri, düşüncenin bütün olanaklarının yardımıyla nasıl aştığını göstermesi bakımından da eşsiz bir çalışma. Çetrefil ama kışkırtıcı sorunlarla boğuşan, okurunu da bu yolculuğa davet eden bir metin.
Bloch, bir yandan söz edimleri kuramının yardımıyla geleneksel otorite ile din arasında nasıl kopmaz bir ilişki olduğunu gösterirken, bir yandan da kraliyet banyosu ve evlenme gibi ritüelleri çözümleyerek bunların toplumsal alandaki hareketlenmelere nasıl kaynaklık ettiğini gösteriyor. Ardından akrabalık ve hiyerarşiye uzanarak, eşitliğin nasıl tesis edildiği üzerine düşünüyor ve bu bağlamda kadının kültürdeki temsiline (yemek pişirmenin anlamına varasıya) odaklanıyor.
Elinizdeki kitap, çeşitli alanlarda gezinen ama gücünü bütünlüklü bir düşünsel gövdeden alan bir antropoloji çalışması olarak "bugünün çehresi"ni çizmek için mükemmel bir "dün aynası" sunuyor…