Tarih ve özellikle "kültür tarihi" araştırmalarında edebiyat eserlerinin tanıklığına da başvurulmaktadır. Her ne kadar tarih bilimciler ikinci, hatta üçüncü sınıf bir "belge" olarak görseler de, sonuçta edebi eserlerin tarih açısından önem taşıdığını da kabul etmektedirler. Özellikle roman, "belge" değeri taşıması açısından önemli bir bilgi kaynağıdır. Hele söz konusu roman, "gerçekçilik" ilkesine yaslanmışsa, onun "belge" değeri daha da önem kazanmaktadır.
Türk edebiyatı tarihinde, sanatsal-estetik düzey açısından önemli bir periyot olarak görülen Servet-i Fünûn döneminde, roman sanatının kazandığı önem, hemen herkesçe dile getirilmektedir. Bu dönem romanı iki açıdan önemlidir. Biri, romancıların, devrin siyasi şartları yüzünden 'içe kapanmaları', diğeri de bu açısından Türk edebiyatı içinde fark edilen 'sanatsal düzeylerindeki yükselme'dir. Romancıların içe kapanmaları, eşyayı ve ev içini daha yakından müşahade etmelerini sağlamıştır.