Elinizdeki denemenin sanatla yaşam arasındaki uçsuz bucaksız ilişkiler ağını tümüyle ele almak gibi bir iddiası yoktur. İngiliz romanının hali pürmelâlini incelemek, roman türünün bir zamanlar fevkalade güvenle yaslandığı temele kertik koyan fikir buhranını anlamaya çalışmak ve bu suretle geleceğinin ne olduğunu görmek gibi daha mütevazı bir amacı vardır.
Bu noktada belki şunu söyleyebilirim: bugün çok çalkantılı bir dönemden geçiyor olmasına karşın, şahsen ben roman türünün bir geleceği olduğuna, evet, inanıyorum. Roman, medeniyetimizin büyük halk sanatı, atalarımızın ürettiği epik ve chanson de geste türünün varisi olup, bugünden sonra da yaşamaya devam edecektir. Ne çare ki hayat demek değişim demektir. En azından sanat söz konusu olduğunda her zaman iyiye doğru bir değişim değilse de her halükârda değişim vardır. Nitekim bu kitabın konusunu da romanın canlılığını devam ettirmek için yaşamak zorunda olduğu değişimler oluşturmaktadır.