Romantikler, "Tanrılar'ın kollarında büyüdükleri için insanların sözlerinden pek bir şey anlamazlar." Ama bu durum bazı romantiklerin gerici oldukları gerçeğini değiştirmez. Tam da bu noktada, bütünüyle "imgelemin hazları"na indirgenmiş bir dünyanın müşterek olamayacağını belirtmek gerekir. Oysa kamusal akıl insanlığın en büyük kazanımlarındandır. Öte yandan, "kedi resimlerini bile cetvelle çizdiren" şu "intellectus sacrificium intellectus" bağnazlığının her şeyi "savunmasız birer yıkıntıya dönüştürdüğü" de ortadadır. Her şeyin akla tâbi kılındığı bir dünyada, tinsel olanın ritmi bozulur ve "dünya ağır, kalın, opak ve engelleyici bir hâl alır." Tam da bu yüzden, şuurunu kaybetmeyen bir imgelem, insanlık durumunun olmazsa olmazıdır. Nihâyetinde akıl, haddini bilmesi ve evcilleştirilmesi gereken tehlikeli bir kabiliyettir. Dolayısıyla romantizm, bütün açmazlarına rağmen, aklın bunalımına karşı "imgelemin hazları"yla verilmiş devrimci bir cevaptır.