Dinin en yüksek gayesi kurtuluştur. Bütün dinî inançlar takipçileri için kurtuluşu hedefler ve bütün dünya dinleri, kurtuluşun yolu olduklarını öğretirler. Liberation, Salvation, Mukti, Moksa ve Nirvana kimi dinler için mutlu ebedî bir hayatı, kimi içinse -Budizm gibi- bütün ıstırapların son buluşunu temsil eder. Olması gereken kurtuluş, mutluluk vermesinin yanı sıra kişiyi kutsallaştırır. Çünkü gerçek kurtuluş, günahlardan arınmadır, Tanrı yoluyla saflığa ve temizliğe ermektir.
Tanrı'yla olmayı seven ve Tanrı'yla ebedî olan insan, gerçek asil bir kişidir, tanrılaşmış insan'dır. Tanrı'nın içinde insanın yüklü olması çok da zor değildir. Tanrı'nın insanın içinde çalıştığını anlamak gerekir. Bu tanrısal bir çalışmadır. Bu asil kişi, Tanrıyla bütünleşmemiştir, ama O'nunla bir olandır.
Bu insan, kendi varlığından tamamen farklı olan bir gerçeklikle kuşatıldığını hisseder. O'nun çok gizemli, huşu verici, güçlü ve bununla birlikte oldukça cezb edici varoluşsal özelikleri karşısında büyülenir. Bu gerçeklik hem ürpertici hem de büyüleyici bir varlıktır. O, eşi ve benzeri olmayan, wholly other'dır.