İslam alimlerinden çok azının hakikatine ermiş olduğu Ruh hakkındaki sualler, içiçe bir çok meseleyi içinde barındırır. "Ruhun mahiyeti ve hakikati nedir?", Kadim midir, hadis midir?", "Ölümden sonra bâki midir, yoksa fani midir?" ve "İnsana nefh edildiği (üflendiği) zaman mı, yoksa bedenin teşekkülünden evvel mi yaradılmışdır?" gibi.
Esseyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri, Ruh Risalesi isimli eserinde, sırasıyla bu sualleri tafsilatlı biçimde izah etmiş; ve neticede "Ruh Nedir?" suali etrafındaki insani tecessüsün, kuru akıl yoluyla zan mertebesinden ileri varamıyacağını ortaya koymuşdur. Zira ruh öyle bir şeydir ki, Allah onun içyüzünü ve keyfiyetini mümin bir kuluna bahşetse bile, o kul, o hakikati başkalarına bildirecek tabir ve ifadeyi bulamaz. Çünkü Hak, ruhu anlamak ve anlatmak kudretinden bizi aciz kılmışdır.
Asli harflerle kaleme alınan orijinal nüshasıyla birlikte, sadeleştirilmeden aktarılmış "Ruh Risalesi", kuru aklın mücerred olarak idrakten aciz bulunduğu bir mevzuda, anlatılabilecek kadarını anlatan, derin muhteva keyfiyetini haiz bir eser. Esseyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin, Büyük Doğu Yayınları'ndan çıkan 3. Risalesi.