Bilinmezlik, çözülmesi gereken bir sorun değil; hayatın özüne inmektir. Sana gerçek ile hakikat arasındaki farkı söyleyeyim mi? Gerçek ile hakikat arasında ince bir çizgi yoktur. Kalın duvarlar vardır, hem de yıkılmayacak sağlam duvarlar. Bu duvarı yıkmak için ruhunun derinliklerine inmen gerekir. Seni bana getiren nedir? Burada olmanın anlamı nedir? Herkes gerçeği bildiğini zanneder ve gördüklerine inanırlar. Gerçek onlar için gözle görünendir. Akıllarını kullanırlar, gerçeğe eriştiklerine zannederler. Evet! Bu doğru, gerçek budur. Hakikat ise bambaşkadır. Hakikat, öze inmektir. Sadece aklı değil, mantığı kullanmaktır. Mantığın sana ne söylüyor? Aklın sana ne diyor? Kalbin ve gözlerin gördüklerine nasıl tepki veriyor? İşte hakikate ulaşmak için buradasın. Şimdi soruyorum sana; hakikati mi gerçeği mi öğrenmek istiyorsun?