"Tek bir akide şekeri bile çocukları gülümsetiyorsa, dünyada iyilik ve mutluluk inşa etmek aslında ne kadar kolay."
Bir çocuk, babasının geçmişini dinlerken güneş usul usul dağların arkasına yaslanır, göçmen kuşlar gölün kıyısında mola verir ve sonra uzaklara göçer.Bir adam ısrarla hakkını ararken bir nehir yatağının kıyısında değirmen taşı yosun tutar.Geçmişin odaları, avlusundaki meyve ağaçları çağırır genç kadını. Garip, çöpten topladığı küflü ekmeği köpeğiyle paylaşır.Kalpten gazi olanlar bir türlü yerleşemez bir yere.Ve zaman, kuşların konduğu çınar ağaçlarını, taş duvarları alıp götürse de, geriye bir kulübede, küçük tüpte pişen sıcak çay eşliğinde yapılan sevmeye, hayata tutunmaya dair narin sohbetlerin ruhun çeperlerinde bıraktığı buğu kalır.
Kendi başına gelmeyen şey, uzak gibi görünür insana.
O yüzden…
Kötülüğün bunca hüküm sürdüğü dünyada iyiler olanca gücüyle mücadele etmeli.
Kalplerinde sevgi, merhamet, sevda ve ayrılık olanların hikâyeleri…