Ruhsal Saat Tamircisi
Ben giderim o gider kolumda tin tin eder. Bu bilmeceyi hazırlayan tin kelimesinin ruh ile eş anlamlı olduğunu biliyor muydu sence? Saat işledikçe ruhumuzdan mı çalıyor demek istedi acaba? Yoksa yavaş yavaş öldüğümüzü mü hatırlamalıyız her saate baktığımızda? Neden mi saatlere takıntılıyım? Hayatımdan vazgeçmeden hemen önceki anı anlatayım sana. Kavga etmiştik. Hem de öyle basit bir kavga değil. O, delirdiğimi düşünüp çok korkmuştu ve beni sakinleştirmek için sıkıca sarılmıştı. Başımı göğsüne koymuştum. Kalbinin sesini dinlemiştim. Tık tık, tık tık… Kalp atışı duvardaki saatin saniyelerinin sesiyle karışmıştı. İkisi de attıkça ömrümüzden yiyordu ve geri dönüş yoktu. Ona bakmıştım, bunun son bakışım olduğunu sanmıştım, ama değildi. Ne olursa olsun bir daha asla kimsenin göğsüne yatmadım. Duvardaki saati de kaldırdım. O an karar verdim ölmeye. Biliyor musun etrafımızda dolaşan pek çok kişi ölü ve bundan haberleri bile yok.. Çünkü ölüm ruhun bedeni terk etmesi değil, sevginin kalbi terk etmesiyle olur. İşte ben de sana nasıl öldüğümü en başından anlatacağım. Ama konuşmamız boyunca adını bilmek istemiyorum. Tüm sırlarını paylaşan iki yabancı olacağız seninle. Seni “Ruhsal saat tamircisi” olarak çağıracağım. Biliyorum anlattıklarımı yazmak için delireceksin. İsmimi vermeyeceğine dair yeminler edeceksin. İnanmayacağım. O yüzden sen de bana Alef diyeceksin. Çünkü Alef, herşeyin başlangıcıdır ve hazırsan herşeyin başladığı yere dönebiliriz.
Devamını Oku