Ben neymişim, nasılmışım, nedenmişim, ne kadarmışım…
Seninle keşfediyorum kendimin, ruhumun en ücra köşelerini.
Seninle arıyorum içimdeki kayıp çocuğu.
Bir yerlerde sıkışıp kalmış duygularımı hatırlıyorum seninle.
Nerede olduklarını uzun zamandır bilmediğim masal kahramanlarımı, çizginin dışına çıkmadan boyamaya çalıştığım desenlerimi, bastırırsam daha belirgin çizerim derken hep uçlarını kırdığım boya kalemlerimi…
Seninle kaybolan yanlarımı, seninle ruhumu yeniden keşfediyorum: Ruhumun atlasısın sen.
Kendimi ararken bulduğum yollardan bir atlas yaptım ben de sana ve anne olacağımı öğrendiğim andan itibaren içimden taşanları topladım bu atlasa.
Kendini kaybolmuş hissettiğin zamanlarda aç oku oğlum; yol olamazsa da satırlarım, belki yoldaş olur.
"Bir kadının anne oluşu zorlu bir yolculuktur, sürekli değişir dönüşür. Belki yine aynıdır, aynadır gördüğü ama içinden çıkan yeni bir "ben" katmıştır artık ona. İçten gelen, içeridir, içkindir daha en başından; varlığın içinde bulunan, varlığının yapısına karışmış olandır. Bu yüzdendir ki anne olduktan sonra yapılan her şeyde "onun" mutlaka bir payı vardır. Buna "ona yazmak" da dahil. İşte bu kitap "ona" yazışın en güzel, en içten hali.
Kitabın kapağını kapattığınızda, annelik yolu daha yeni başlayan yazarın, bundan sonraki yolculuğunu merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz. Dilerim yazarın mürekkibi kurumasın, atlasında daha çok yerler keşfedelim."