Ayağı olmadan koşmayı hayal eden ampute koşucusu varoluş krizi içine girerek her şeyi aşıp kendini gerçekleştirmek için içindeki hüzünlü beni, toplumu ve bedeninin ona yüklemiş olduğu yükü geride bırakmaya çalışarak içindeki bilinçli ben'e ulaşmak için her yolu dener.
Diğer yandan yaptığı haberler ile benliğini topluma atfeden bir gazeteci en büyük hayali olan bilinçli toplum yaratmak için girdiği bu yolda toplum tarafından dışlanarak acı bir gerçekle karşılaşır. Her iki karakterin buluştuğu yer ise hiçbir sesin çıkmadığı sessiz ruhlar hastanesidir.