Sözcükler yalan söylemez, siz yalanları yazmadıkça. Sözcüklerin; berrak, yalın, alımlı, kibar, naif bir özelliği vardır, siz onları zihninizle, dilinizle kirletmedikçe… Dilinizdeki her sözcük damla damla
akar okyanusun derinliğine, maviliğine karışırken kirlerinden arınır, canlanır yeniden doğar, döner size sabırla… Edebiyat o maviliği, duruluğu ruhunuzun derinliklerine taşır, damarlarınızda dolaştırır. Öyle
anlar var ki ayrılığın ebediyetinin saklı olduğunu sanırsınız. Edebiyat o derinliklere dalar, gizemi kendi üslubuyla ve dikkatli bir dedektifin özeni ile gözlerinizin önüne serer. Olayların örgüsünü kurarken geçmiş onun en değerli hazinesidir. Oradan beslenir. Oradan biz kopmak istedikçe sözcükleriyle, diliyle sürükler götürür. Acıları, hüzünleri, kederleri coşkuları, yaratıcılıkları, efsaneleri, gizemleri
yeniden yaşatır kendi penceresinden…