Bu çalışmada Rusların ataları Slavların Türklerle ilk karşılaşmalarından günümüze kadarki dönemde Rus kaynaklarındaki Türk algısı ele alınmaktadır. Rus kaynakları, aynen Çin yıllıkları ile Arap ve Fars el yazmaları gibi Türk tarihinin önemli kaynakları konumundadırlar. Hristiyanlığın kabulüyle birlikte Rus manastırlarında kaleme alınmaya başlanan letopisler (yıllık/kronik), Karadeniz'in kuzeyindeki Türk boylarıyla ilgili bilgi verirken ve bu alandaki boşluğu önemli ölçüde doldururken, Rus büyükelçi, tüccar ve seyyahların rapor ve hatıraları, Osmanlı Devleti'nin siyasi ve özellikle de sosyo-ekonomik yapısı hakkında Osmanlı kaynaklarındaki bilgileri tamamlamaktadırlar. Yine askerİ ajanlarla konsolosların raporları XIX. yüzyılın sonu - XX. yüzyılın başındaki Türkiye ve dönemin bölgesel sorunlarıyla ilgili bilgi içerirken Sovyet liderlerinin açıklamaları Sovyet dönemi Rusyası'nın Türkiye'ye bakış açısını ortaya koymaktadırlar.
Türklerle Rusların asırlarca beraber yaşaması yazar, şair, ressam ve diğer Rus entellektüellerin eserlerinde Türk-Rus münasebetleri ve Türkiye'yi konu almalarına neden oldu. Nitekim birçok meşhur Rus yazarın eserinde Türklere, Türk-Rus münasebetlerine ve Türk algısına rastlamak mümkündür. Biz de bu çalışmada Rus yıllıklarını, elçi raporlarını, Rus devlet adamlarının hatıra ve Türkiye ile ilgili yaptıkları açıklamalarını, Türk-Rus savaşlarına katılan Rus askerlerinin anılarını, Rus konsolos ve askerî ajanlarının raporlarını, diplomatik yazışmaları, Rus edebî eser ve destanlarını, farklı dönem Rus entelektüellerinin Türklerle ilgili kaleme aldıkları eserleri kullandık. Adı geçen bu kaynaklardan Rusların Türklere yaklaşım ve tasvirlerini değerlendirdiğimiz gibi, olumlu ya da olumsuz düşüncelerinin nedenlerini de siyasi olayları kısaca aktararak açıklamaya gayret ettik. Dolayısıyla elinizdeki bu çalışma, aynı zamanda Türk-Rus münasebetlerinin kısa bir tarihçesini de içermektedir.