Rüzgara Karşı, emek ve sınıf çalışmalarını önemsizleştiren yaklaşıma ve son dönemde ortaya çıkan ve ortalığı yaban sarmaşıklarının arsızlığıyla kaplayan liberalizm esintili yaklaşımlara karşı duran akademisyenlerin çalışmalarından oluşuyor. Rüzgara Karşı, Türkiye'de son dönemde emek süreçlerini derinden etkileyen ve sınıf haritasını yeniden yapılandıran gelişmeleri inceliyor. Güvencesizliği en derin yaşayan göçmen işçilerin, Kürt emekçilerin ve inşaat işçilerinin deneyimlerini aktarıyor. Güvencesizlik ve geleceksizlik tartışmalarında, mevsimlik çocuk işçilere ışık tutuyor. Kamuda yeniden proleterleşme süreçlerini, "aydından ameleye" dönüşen öğretmenleri ve norm kadro uygulamalarını inceliyor. Sembolik üretimde emekçilerin, bilgi, enformasyon, simge ve ideoloji üretirken, işyerinde ve işyeri dışında deneyimlediklerini irdeliyor. Taşradaki işçileri, taşrada işçilerin emek rejimi altında yaşadıklarını mercek altına alıyor. Rüzgara Karşı, Türkiye'de karşı hegemonya arayışları için üç noktaya işaret ediyor: alternatif pedagoji, sınıf mücadelesinde teknoloji ve alternatif emek örgütlenmeleri.