Hilmi Yavuz, postmodern anlatılarına ['Taormina', 'Fehmi K.'nın Acayip Serüvenleri','Kuyu'] otuz yıl sonra 'Saatine Bakan Adam'la bir yenisini ekleyerek devam ediyor. 'Saatine Bakan Adam', iki düzlemde ilerleyen otobiyografik, fantastik ve yer yer felsefi bir parodi olarak okunmasını olanaklı kılan, deyiş yerindeyse, şizofrenik bir metin. Hilmi Yavuz anlatılarında, bir edebi kurmaca tipi olarak postmodern anlatının bütün imkânları, koşulları ve kriterlerini kullanıyor, sınıyor ve arka planda klasik ve modern romana dair tartışmalara kapı aralıyor.