Çocukları, gençleri tehlikeli saydığımız dış etkenlerden korumak adına, onları yaşamdan soğutuyor, toplumsal gerçeklerden uzaklaştırıyor ve kendimize bağımlı hale getiriyoruz; onların kendi ayakları üzerinde durmalarını, yaşamın koşullarıyla uyum sağlamalarını geciktiriyoruz. "Dünya kötü, yaşam çirkin" diyerek onların yaşamla olan bağlarını ya zayıflatıyor ya da koparıyoruz. Amaç onların yetişkin yaşamına hazırlamak mı, yoksa yaşamdan soğutarak kendimize bağımlı yapmak mı? Batılılar bir an önce kendilerine yeterli hale gelmeleri, bağımsız olmaları, yaşamı yaşayarak öğrenmeleri, kendi kanatlarıyla uçmaları yönünde çocukları, gençleri yüreklendirirken, bizim hala yetişkin insan kimliğini kazanmış insanları bile çocuk yerine koymamız anlaşılır gibi değil...