Saîd b. Zeyd(ra), cahiliyenin zifiri karanlığında yaşamış ama şirke bulaşmamış muvahhid bir babanın kabul olmuş duasıdır. Kendisi o dönem şirkin yuvası Mekke'de doğmasına rağmen putlara tapılmayan, cahiliye âdetlerine değer verilmeyen, kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesine şiddetle karşı çıkılan bir evde büyümüştür. Babası nübüvvetin mesajlarına yetişememiş lakin ölmeden evvel "Ya Rabbi! Ben gönderilecek son elçiden mahrum oldum. Ne olur sen oğlum Saîd'i ondan mahrum etme!" diye dua etmiştir. Tevhid evinin yiğidi olan Saîd(ra) ise babasının duasına yakışır bir hayat sürmüş, nurlu ve bereketli ömrünü iman davası uğrunda harcamış, her zaman ve her yerde Resûlullah'ın(sav) sadık bir dostu olduğunu hayatının bütün safhalarında göstermiştir.
Bugün toplumun çoğu; gençlerin, evlatlarının bozulan ahlakından ve ahvalinden şikayet ediyor. Bunu düzeltmenin yolu ise sadece konuşmaktan değil evvela evlerimizi, kendimizi ve dualarımızı düzeltmekten geçiyor. Zira biz gül ektik de diken mi biçtik?