1961 Çankırı doğumlu.1983 Yılı Kara Harp Okulu Mezunu. Evli, üç çocuk, bir torun sahibi. Hala devlete, millete, Atatürk'e ve bu değerler için şehit düşenlere olan hiç bitmeyecek borcunu ödemeye çalışıyor.
İzmir, tek kurşun atılmadan alındı, keşke Yunan galip gelseydi diyen, Türklüğün ve vatanının düşmanı olan kişilere, gereken cevabı vermek, ancak bilgi ile olabilir. Bilgi her zaman cahilliği susturmuştur. Bu topraklarda Kurtuluş Savaşı asla bitmeyecektir. Şimdi sıra bizde. Bu görevle ilgili bilince kavuşmak için de kurtuluşun destansı mücadelesini ve yapılan fedakârlıkları öğrenmek zorundayız. "İzmir'i kurşun atmadan kazandık" diyenlere verecek bir cevabımız olmalı. Özlediğimiz Atatürk tekrar geri gelmeyecek ama her birimiz iyi bir Atatürkçü olabiliriz. Zaten kendisi de öyle demedi mi?
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir." Kurtuluş Savaşının, sadece muharebe meydanında olduğunu sananlar çok yanılmaktadır. Gazi Paşanın dediği gibi: "Asıl savaş, muharebelerden sonra başlayacak, birbirimizi yiyeceğiz" Gerici, yobaz, çağ dışı düşüncelerle, Osmanlının devamı olmayı dileyenlerle yapılacak savaştır devamı. Aslında muharebe meydanında savaşmak, çok daha kolaydır. Düşman bellidir, silahı bellidir, Nerede olduğu ve ne yapacağını aşağı yukarı tahmin edersiniz. Neticede, atacağı mermi kadardır düşmanlığı. Oysa şimdi: Düşman kimdir, nerededir, ne düşünmektedir, ne yapacaktır… Sorularının cevabı koskoca bir bilinmezliktir. 1922'de Savaşın sadece muharebe kısmı kazanılmıştır. Sırada; siyasi, ekonomik, bilimsel, akılcı mali ve sağduyu muharebeleri vardır. Her iki savaşta da bu vatan için mücadele etmiş ve bu uğurda her şeyini vermiş insanlar:
Ruhunuz şad olsun.
Torunlarınız olan bizler, Kurtuluş Savaşının daimi neferleriyiz.