Sakatat aslında engin bir deniz... Tarihe baktığımız zaman en fakirin masasından tutun da en zenginin sofrasına kadar sıkça rastlıyoruz ona. Türklerin en çok sevdiği yiyeceklerden…
Seyyar aşçılar tarafından sokakta satılmış, halkı doyurmuş... Tarihi lokantaların, meyhane kültürünün aranan parçası olarak sofralardan eksik olmamış... Ciğerci dediğimiz, sadece sakatatın satıldığı bir meslek kolu oluşturmuş...
Çocukluğunda sakatatların piştiği bir evde büyüyen ve o günlerden itibaren sakatata ilgi duyan ünlü genç şef Pelin Dumanlı, üniversite yıllarında da konunun ne kadar derin ve daha önce hiç çalışılmamış olduğunu fark etti. Bir de yemek tarihi alanında yaptığı araştırmaların tadına varınca, gastronomiden mezun olduktan sonra yüksek lisans tez konusu olarak sakatatı seçti.
İki yıl boyunca çeşitli röportajlar, mezbaha ve ciğerci ziyaretleri, kaynak taramaları sonunda kendine çok geniş bir çalışma alanı oluşturdu ve sonunda ortaya Türkiye'de sakatat ile ilgili yazılmış en kapsamlı bu kitap çıktı.
Bu kitap sakatat ile ilgili yazılmış dünyada dördüncü, ülkemizde ise ilk olma özelliği taşıyor. Bu kitabı okuyunca, sakatat yemek tariflerini zevkle uygulayıp afiyetle yiyeceksiniz. Sakatatın sağlığınıza faydasını göreceksiniz.
"Prof. Dr. Canan Karatay, senelerdir bu gerçeği kafamıza çakıyor, istediğiniz kadar yumurta, pirzola, tereyağı yiyin diyor. Ben de ekliyorum: Sakatat yiyin, sakata gelmeyin!"
- Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
"Kolesterolün yükselme mantığını algılayamayacak kadar körelmiş bilimsel zekâ, meseleyi sakatata bağlayarak sonlandırmaya çalışırken, National Geographic belgesellerinde ceylanı avlayan aslanın önce nereyi yediğini algılamakta elbette zorlanır!"
- Yard. Doç. Dr. Yavuz Dizdar
"Bugün ülkemizde yaşayan insanların %90'ından fazlasında D vitamini eksikliği var maalesef. D vitaminini bolca alabilmek için bol bol ciğer ve sakatat yiyin."
- Dr. Ümit Aktaş
"Bu kitap, eğer et yemeyi seçtiyseniz,o etinher bir parçasının geldiği hayvanı kutsamanız, varlığına şükretmeniz için pusula olsun. Dalak, kuyruk, yürek ve böbrek deyip geçmeyin. Ötesini bilmeniz için, tanımanız lazım."
- Defne Koryürek