Türkiye'de ve dünyanın hemen her yerinde tarikat hayatı bitmiş; erenlerin kadîm çerağı sırlanmıştır. İçinde bulunduğumuz, hakikatten son derece uzak fakat bir o kadar "normal" kabul edilen maneviyat ikliminin; mezhebî taassuptan, kabullenmişliğin verdiği rahatlıktan, âidiyetin getirdiği emniyet hissinden mücerret olarak tahlil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu tahlili yapabilmek için de, bu yolda yürümüş insanların bıraktıkları eserlere başvurmak elzemdir.
Selman Aşkî Efendi'nin Sâkî-i Aşk ismini verdiğimiz dîvânı; Kâdirîliğin, mümessili kalmamış Âhî kolunun neş'esini ve tavrını yansıtması bakımından büyük bir öneme sahiptir. Dîvânı dikkatle okuyacak olanlar; her satırında Ehlibeyt ve Pîr aşkını, rind ve kalender meşrebin o eşsiz coşkunluğunu sebil eden bu yüce ilhamlarda, gönülden gelen hitâbın saflığını görecekler; mestîliği tadacaklar; mest eden bir mânâyı yaşamış ve yaşatmış erlerin, hayattan ne anladıklarını daha da derinden keşfetme fırsatı bulacaklardır.
Kadiri-Ahi yolu hakkındaki pek çok bilgi ve fotoğraf, bu divan ile birlikte ilk kez neşredilmektedir. Eser, Kadiriyye tarihi üzerinde çalışan akademisyenler, tekke kültürü üzerinde çalışmalar yapan araştırmacılar, kadîm kültürümüze meraklı sosyal bilimciler ve dîvândaki edebî güzellikten zevkyâb olacak edebiyat meraklıları için son derece kıymetlidir.