Hepinizi çok iyi tanıyorum. Siz de beni tanıyorsunuz aslında. Size hatırlayabilmeniz için birazcık yardımcı olmamı ister misiniz?
Hani bir gün çok sarhoş, büyük bir ihtimalle de alkolik bir adamla karşılaşmıştınız. Yanınızdan geçerken savrularak, haliyle ondan biraz da olsa endişe duyarak uzaklaşmıştınız. İşte o adam, benim büyük ağabeyimdi!
Evinizde gazetenizi okurken bir ilana denk gelmiştiniz seneler önce. Nasıl da şaşırmıştınız. -BÖBREĞİM SATILIKTIR- İşte o ilanı veren benim annemdi.
Bir kadın gündüzleri uyur, gecelerini ise kendine ayırırdı. Birkaç sene önce, gece biraz eğlenmek için eşinizle gittiğiniz o mekanda yan masanızda oturuyordu dostlarıyla. Kendinden emin, küçük dağları o yaratmış edasıyla dostlarına bir şeyler anlatıp duruyordu hani. İşte o kadın, benim ablamdı.
Arabanızı park edip iş yerinize doğru yürüyordunuz hatırladınız mı? Yanınızdan, arkasına bile bakmadan hızlıca koşarak geçen biri dikkatinizi çekmişti. Hatta birilerinden kaçtığını düşünmüştünüz. İşte o adam, benim küçük ağabeyimdi. Kaçtığı kişiler de ailesiydi.
Okuduğunuz üniversitenize gitmek için bindiğiniz otobüste iki kadın yanyana oturmuş bir aile hakkında ileri geri konuşuyorlardı hani. Hatta istemeden de olsa siz de bu konuşmayı dinlemiştiniz. İşte o kadınlar benim akrabalarımdı.
Çocuğun ve çocukluk döneminin ilerideki yaşantısına etkileri konusunda düzenlenecek olan bir konferansa konuşmacı olarak davet edilmiştiniz. Katılmak üzere yola çıktığınızda bir kadın sert bir şekilde bir kız çocuğunun elini tutmuş, çocuk ağlamaklı, yanınızdan geçip gitmişti. İşte o kız çocuğu da bendim!
Şimdi beni ve ailemi hatırladınız mı? Çünkü ben hepinizi hatırlıyorum. Sustuğunuzu ve kafanızı çevirip başka bir yöne baktığınızı gördüm. Gördüklerinizi/duyduklarınızı, yardımcı olup olamayacağınızı bile düşünmeden, birkaç saniye bile sürmeyen bir zaman diliminde unutup gittiniz. Sizi hiç unutmadım ve maalesef hiç memnun olmadım sizinle tanıştığıma…