Bağdat Demiryolu, Doğu'ya doğru açılmayı propaganda konusu ve prestij meselesi yapan Almanya ile İngiltere arasında, neticesi I. Dünya Savaşı'na varacak olan amansız rekabetin başlıca nedenlerinden biri olmuştur. Kendilerini Osmanlı mirasının tabii vârisleri olarak gören Büyük Devletler, Almanya'nın Osmanlı Devleti'ne destek veren bir güç olarak ortaya çıkmasını hazmedememişlerdir. Sultan II. Abdülhamit, Anadolu'yu boydan boya geçen, İç Anadolu ile güneydeki Arap eyaletlerini birbirine bağlayan bir demiryolu hattının yapımını ısrarla istemiştir. Sultan II. Abdülhamit, gerçekleşecek olan demiryolu hattı ile "hasta adamın" yatağı etrafında onun mirasını paylaşmak için sabırsızlıkla bekleyen büyük kapitalist güçlerin emperyalist hayallerini boşa çıkarmaya çalışıyordu. Bunun yanı sıra aynı
zamanda "halife" olan Padişah, imparatorluk içerisindeki ayrılıkçı hareketleri bastırarak devletin tüm topraklar üzerinde hâkimiyetini tesis etmeyi amaçlamaktaydı. Alman İmparatorluğu'nun ulusal yaşam sorunlarına duyarlı ve sömürge ekonomisi konuların etkin bir uzman olan Paul Rohrbach'ın "Saltanat Hattı Bağdat Demiryolu" adlı bu eseri, XIX. yüzyılın ikinci yarısından Birinci Dünya Savaşına kadar uluslararası bir mesele haline gelen demiryolu meselesi açısından çok önemli bilgiler ve değerlendirmeleri kapsamaktadır. Paul Rohrbach'ın Almanya'nın Osmanlı ülkesini sömürgeleştirmek amacıyla yüzbinlerce Alman köylüsünü Anadolu ve Mezopotamya'ya yerleştirmek gibi gizli bir gaye güdüldüğü yönündeki iddialara cevap vermek ve Bağdat Demiryolu Hattı gerçekleştirildiği takdirde bunun siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçları hakkında bilgi vermek amacıyla eseri kaleme aldığı söylenebilir.