Doğum-evlilik-ölüm, sosyal yaşam, nevruz, hıdrellez, yağmur duaları, türbeler, kümbetler, sihir, fal, adak, bez bağlama, mum yakma, mevlit, sayıların-renklerin-taşların tılsımı, hayvanların-bitkilerin kutsallığı, güneşe aya dua edilmesi, kurşun dökmek, nazar boncuğu, bayramları, dualar, beddualar, ilaçlar, Hızır-İlyas, Noel Baba gibi olgu ve kavramları; herkesin bilinçli veya bilinçsiz yaşamına kolektif bilinç ya da toplumsal hafıza olarak yerleşmiştir. Dolayısıyla da, tüm bunlar bugün; örf, adet, gelenek ve göreneklerde, anlatılarda, ritüellerde biçim bulmuşlar ve sosyal yaşamın tam ortasında yüzyıllardır insanların beklentilerinin, dileklerinin, alışkanlıklarının, yaşam biçimlerinin bir aracı olmuşlardır. Şaman ve Şamanizm, bir inançtan çok bir yaşam biçimi ya da bir dünya görüşü olarak algılanmış ve farklı coğrafyalarda, aynı temel noktada birleşmesine rağmen, kültürlere göre harmanlanmış, biçimlenmiş ve geçmişin izlerini taşıyarak günümüze kadar varlığını korumuştur